ihtiyarimin yogun isteklerine dayanamayarak bu bloga biseyler yazasim geldi,,1.siniftayken uzun sure forumlara yazdiktan sonra herhalde ilk defa yaziyorum bu tarz biyere:)ihtiyar saolsun:) ihtiyarin basarisiz bazi blog denemelerinden sonra(ankara hakkinda haberler,spor blogu..vb) herhalde bu blog digerlerinden daha ilgi cekici kardesim:)
son 2 derstir de yaninda oturdugum icin bana soz hakki dogdu galiba:)hukuktan cok etkilendim:)
hukuk dersinde yusufla ben gulsahla deli kaynattik, o da olmazsa ders gecmezdi zaten, cok guldum ya, ders basinda gulsah bi kitap okuyup duruyodu once ona taktiki yusuf ""abi kiz surekli kitap okuya yaa dedi"" sonra anladik ki o is hukuku kitabiymis,kiz dersi takip ediyomus yani:):) biz nerden bilelim disardan bakinca hikaye kitabi gibi gozukuyodu:)
gulsahin kiyafetleri de muhabbetin icindeydi, gulsaha bu ne ozensizlik insan esofmanla gelirmi dedim, yusuf da satanist gibi simsiyah giynmis zaten dedi:):):) en son aman gulsah bizi kesmede diyodum ki yusuf bombayi patlattti, adam "zaten beni kes kes bitiremezsin dedi"":):):):) ben oldum tabii gulmekten yine:):) iyiki gitmemisim costa, eglendim bayagi derste:)
burcunun yoklamada adini karaladik,ihtiyarin da dedigi gibi ama kardesim yemedi tabi,herkes neco mu:):)neconun o andaki yuzunu unutamayacam galiba, adam sok olmustu,nasii ya diyip duruyodu:):)kagidin arkasini cevirdi adini yazcakti oraya:):):):)((not:su anda kendi kendime guluyorum:):):)
vee son olarak ozgur hocanin dersindeki yusufun bombasiyla kapanisi yapiyorum, kardesim alinmaz bana umarim:) derse gelenler bilir, inanilmaz bi insaat sesi geliyodu derste,hocanin sesi duyulmuyo o derece,insaat sesi dedigimde matkap sesi:) bende yusufa ""kardesin calisiyo yusuf dedim" adam" hayir o kardesim degil buyuk ihtimal babam dedi"" hahahahahahhahaha ben daha ne diyim,dersi nasil gulmeden dinleyim:):):)seviyorum yusuf seni:)
21 Kasım 2009 Cumartesi
20 Kasım 2009 Cuma
çakal!, bus445
mert gitmedi bu derste, aramızda:) niye gitsinki kaynatılan yer burası:P geçen derste seçtiğimiz şık bayanın ismi yaseminmiş, yoklama kağıdını takip etmiş mert, ordan gösterdi! mert çakal ha; onu şık seçtim diye bana artislik yapıyodu, kendisi saman altından...:D şaka bi yana, burada bahsi geçmiş, geçen, geçecek şıkların herhangi bir rahatsızlığı olursa gerekli kısımları çıkartırız.. ups:S biraz düşününce başımız belaya girebilir lan! milletin sevdiği, seviglisi falan var, şaka maka... ama bu seçimler tamamen samimi, yani kimseye birşey ima edilmiyor, kişisel şeyler değil arz ederim!:D
yoklama kağıdında burcunun imza atacağı yeri kalemle çizdik! geçende necoya yapmıştık, onu gördüğündeki afallaması, ifadesi tüm ders boyunca hocadan yüzümüzü saklayarak gülmemize neden olmuştu:) burcu yemedi ama bunu, o da çakal! amma çakal var lan bu sınıfta...
ahmetten yeni bir blog teklifi geldi, iddaa üzerine... ben pek ilgilenmiyorum sen yazarsan açarız ama dedim. paralı olsun dedi, kesin yatar dedim:) bir istatistik daha tuttum bu arada, sınıfta bulunan 3 kızdan 2 si not tutarken, (sınıfın kız erkek oranı neredeyse eşit) erkeklerde elinde kalem olan 4 kişi var... (mevcud yaklaşık 40 kişi) elinde kalem olanlardan biri ben olduğuma göre sadece 3 erkek not tutuyor.. yuh bea!
ahmete baktım gene, o da eline kalem almış, su şişesinin etiketini çıkarmış, arkasına ankaranın taşına bak şarkısını yazıyor.. bu blogun sloganında da olduğu gibi, ders dinlemek, sosyal bir aktivitedir.. devam et ahmet!
ders başından beri, mertle yusufum gülşaha takılıyorlar, iyi kaynatıyorlar lan:p zaten mertin olduğu yerin kaynamadığını hiç görmedim (torpil?) yaw bak ne düşündüm şimdi, hep ben yazdığımdan sadece benim çevremdeki olayların kaydı tutuluyor... mert not tutmasa, chate davet etcem onu... neyse yavas yavas insanlar tuttukları notları buraya yazmaya başlarlar,... sanırım... öyle tahmin ediyorum... yazın lan! tek taraflı bir blogun, tek bir grubun yazılarının olmasını istemiyorum. üniversite okumuşsunuz, ileride çevrenize anlatıp gösterebileceğiniz çok az şey var. bişeyler farklı olmalı bnce:p
gülle burcunun fısıldaşmaları geliyor (3 sıra arkadalar) belkide dün tartıştığımız yaratıcı fikir bulma süreciyle alakalı konuşuyorlar... fikirlerini açığa vurmayacağım, eğer peşinden gidipte hayal ettiklerini başarırlarsa, ileride onları tekrar görmek isterim, yoksa görmicem!:D
parmaklarım acıdı yazmaktan. sağ elin orta parmağının sol yanağı... evet tam olarak bura! ahmetin kalemi yüzünden işte, hiç ergonomik deil bu kalem... e parmaklarımda mertinkiler gibi deil (beyimiz 6gen kursun kalemlerden baskasını kullanmaz) ha buarada melihim sanada imza attım, merak etme (geçen hafta unutmuşm ama sorry!) hadi nash!
yoklama kağıdında burcunun imza atacağı yeri kalemle çizdik! geçende necoya yapmıştık, onu gördüğündeki afallaması, ifadesi tüm ders boyunca hocadan yüzümüzü saklayarak gülmemize neden olmuştu:) burcu yemedi ama bunu, o da çakal! amma çakal var lan bu sınıfta...
ahmetten yeni bir blog teklifi geldi, iddaa üzerine... ben pek ilgilenmiyorum sen yazarsan açarız ama dedim. paralı olsun dedi, kesin yatar dedim:) bir istatistik daha tuttum bu arada, sınıfta bulunan 3 kızdan 2 si not tutarken, (sınıfın kız erkek oranı neredeyse eşit) erkeklerde elinde kalem olan 4 kişi var... (mevcud yaklaşık 40 kişi) elinde kalem olanlardan biri ben olduğuma göre sadece 3 erkek not tutuyor.. yuh bea!
ahmete baktım gene, o da eline kalem almış, su şişesinin etiketini çıkarmış, arkasına ankaranın taşına bak şarkısını yazıyor.. bu blogun sloganında da olduğu gibi, ders dinlemek, sosyal bir aktivitedir.. devam et ahmet!
ders başından beri, mertle yusufum gülşaha takılıyorlar, iyi kaynatıyorlar lan:p zaten mertin olduğu yerin kaynamadığını hiç görmedim (torpil?) yaw bak ne düşündüm şimdi, hep ben yazdığımdan sadece benim çevremdeki olayların kaydı tutuluyor... mert not tutmasa, chate davet etcem onu... neyse yavas yavas insanlar tuttukları notları buraya yazmaya başlarlar,... sanırım... öyle tahmin ediyorum... yazın lan! tek taraflı bir blogun, tek bir grubun yazılarının olmasını istemiyorum. üniversite okumuşsunuz, ileride çevrenize anlatıp gösterebileceğiniz çok az şey var. bişeyler farklı olmalı bnce:p
gülle burcunun fısıldaşmaları geliyor (3 sıra arkadalar) belkide dün tartıştığımız yaratıcı fikir bulma süreciyle alakalı konuşuyorlar... fikirlerini açığa vurmayacağım, eğer peşinden gidipte hayal ettiklerini başarırlarsa, ileride onları tekrar görmek isterim, yoksa görmicem!:D
parmaklarım acıdı yazmaktan. sağ elin orta parmağının sol yanağı... evet tam olarak bura! ahmetin kalemi yüzünden işte, hiç ergonomik deil bu kalem... e parmaklarımda mertinkiler gibi deil (beyimiz 6gen kursun kalemlerden baskasını kullanmaz) ha buarada melihim sanada imza attım, merak etme (geçen hafta unutmuşm ama sorry!) hadi nash!
Çalış!, bus445
murad (achutha) önümde öyle bir boyun kütlettiki... bir insanın ellerini kullanmadan, sadece boyun hareketleriyle, kendi boynunu kırabilecek potansiyelde olduğunu düşündüm bir an. bu durumu ciddi ciddi düşünürken; mert, bana, annesine aldığı piyango biletinin ikramiyeyi tek rakamla (son rakam) kaçırdığını anlattı. kız arkadaşı gizemin biletide ikramiyeyi kazanan seridenmiş. bence merte çıkmış bu ikramiye. kayserili ya, beni deniyo olabilir, ikramiyeden haberdarmıyım diye?:p dersin konusu toplu iş sözleşmeleri. 25 kasmda toplu iş bırakma olacak bildiğim kadarıyla, hocaya sormayı düşünüyorum fakat dersi dinlemediğimden, öncesinde bu konu hakkında, yada soruma cevap olacak birşeyler söylemiş olabileceğinden tırsıyorum. dinlemediğimizi belli etmeye gerek yok heralde...
bu ders diğerlerinde farklı. bugün murat la serhat aramızda:D en son girdikleri ders, yanlış hatırlamıyorsam 2 hafta önceki özgür hocanın dersiydi (ondada yarıda çıkmışlardı). muratı, bugün giydiği cırtlak pastel mavi polo yaka sweatiyle erkeklerin en şıkı olarak seçtim. göz alıyor kendisi adeta... bayanlardan isee... şu an için birini göremedim aday, durun ama, sol çaprazımızda bir bayan var. ismini bilmiyorum, sanırım alt sınıflardan. açık renkli jeanin üzerine koyu mavi bir süveter giymiş, üzerinde beyaz bir atkı var ve ince bir kemer takmış süveter üzerinden. sanırım bayanlardan en şık olanıda seçtik bugün.
sınıfa şöyle bir baktığımda, kafası sıranın üzerinde uyuklayan (ya da öyle takılan) 3 kişi var, 3 üde erkek. sorularıda genelde kızlar sorduğuna göre (şu an elif sordu) burdan şöyle bir çıkarım yapılabilirmi acaba? erkeklerin sıkılma eşikleri bayanlarınkinden aşağılarda.
şimdi onurun elindeki kitabı farkettim.. bu çocuk fazla çalışkan ya:) kitabın her yeri çizilmiş o fosforlu kalemlerle. valla helal olsun!.. bugüne kadar takıldığım tayfalarda (şu ankide dahil) bu kadar çalışkan arkadaşım hiç olmadı benim. halbuki böyle arkadaşlar sizlere büyük katkılar sağlayabilir... neyse canım, çalışanlar ancak tembellerin olduğu yerde haklarını en iyi şekilde alabilir. e bizde mühendislik okumadığımıza göre, bence bu sınıfın en iyi transkriptine sahip adam onur dur...
kafayı sıraya koyanlar 4 oldu... kaan da bayaa bayaa esniyo, geriliyo... benide esnetti çocuk, esnerken solumda oturan gülşahında eşzamanlı esnemesine tanık oldum:) ara verdik şimdi, merti cost'a yollayacağız bi dahaki derse... over!..
bu ders diğerlerinde farklı. bugün murat la serhat aramızda:D en son girdikleri ders, yanlış hatırlamıyorsam 2 hafta önceki özgür hocanın dersiydi (ondada yarıda çıkmışlardı). muratı, bugün giydiği cırtlak pastel mavi polo yaka sweatiyle erkeklerin en şıkı olarak seçtim. göz alıyor kendisi adeta... bayanlardan isee... şu an için birini göremedim aday, durun ama, sol çaprazımızda bir bayan var. ismini bilmiyorum, sanırım alt sınıflardan. açık renkli jeanin üzerine koyu mavi bir süveter giymiş, üzerinde beyaz bir atkı var ve ince bir kemer takmış süveter üzerinden. sanırım bayanlardan en şık olanıda seçtik bugün.
sınıfa şöyle bir baktığımda, kafası sıranın üzerinde uyuklayan (ya da öyle takılan) 3 kişi var, 3 üde erkek. sorularıda genelde kızlar sorduğuna göre (şu an elif sordu) burdan şöyle bir çıkarım yapılabilirmi acaba? erkeklerin sıkılma eşikleri bayanlarınkinden aşağılarda.
-A sendikası yetki istedi, çoğunluğu sağladı, ben de bu yetkiyi verdim...bu hocayı seviyorum, kendisi sgkda başmüfettiş... demin burcunun yada gülün telefonuna mesaj geldi. bakıyorum hemen emin olmak için, gülün elleri sıranın altında.. çakal gül:D
şimdi onurun elindeki kitabı farkettim.. bu çocuk fazla çalışkan ya:) kitabın her yeri çizilmiş o fosforlu kalemlerle. valla helal olsun!.. bugüne kadar takıldığım tayfalarda (şu ankide dahil) bu kadar çalışkan arkadaşım hiç olmadı benim. halbuki böyle arkadaşlar sizlere büyük katkılar sağlayabilir... neyse canım, çalışanlar ancak tembellerin olduğu yerde haklarını en iyi şekilde alabilir. e bizde mühendislik okumadığımıza göre, bence bu sınıfın en iyi transkriptine sahip adam onur dur...
kafayı sıraya koyanlar 4 oldu... kaan da bayaa bayaa esniyo, geriliyo... benide esnetti çocuk, esnerken solumda oturan gülşahında eşzamanlı esnemesine tanık oldum:) ara verdik şimdi, merti cost'a yollayacağız bi dahaki derse... over!..
19 Kasım 2009 Perşembe
chat(ysf-emo), bus425
uyuan yusufu uyandırdım....
-nabıon lan chat yapak mı?
baya bi düşündü, anlam vermeye çalıştı ve süper bir başlangıç yaptı!-bu özgür güzel hatun lan..
-he ya! ben de beğeniyorum, ama sanki kendine fazla güveniyo olm?
-bi tarafı çok kalkık olm, sen ne dion neco?
-bise sole aq
-aq senin
yusufun boşa çabası, neco ağzıyla cevap vermio derste, yazıylamı konuşcak?-olum hatun ii güselde, şu kağıdı birbrmize verrken dikkatli olalm, özgür hoca çakarsa olayı, bu kağıdı gördüğünü düşünmek istemiyorum..:S
bu arada yusufm blogun ilk postunu okumaktadır... sanırım anladı olayı...-yav..k konuşma başlarına Y-E die yazmış...
-kanka değiştiririz istiosan, hatta hiç yazmayadabiliriz istiosan:) ilk sansürmü geliyor yoksa?.. bu arada kağıt bitio lan küçük yaz:p
-o değilde kadın harbi güsel kardeş
-ehuehehehe... olml parmağında yüzük yok lan! kendine 100 üzerinden kaç veriosun yusufum?
-kardeş 50 kadına 50 de yüzüğün olmayışına... 10 numara hatun ama evlenmemesi lazım.
-olm özgür hocaya demedim, kendine dedim, yani o olmayan yüzüğü taktıracak erkek olmak adına?
-heaa valla göbekten %10 alırım kardeş
-ahua:D ders finito...!
ilk not, (bus425)...
bbc ağzı... international finance dersimiz bu şiveyle işleniyor. 4 kişi, yüksek sıralara dizildik. soldan sağa neco, yusuf, ben, mert... hoca tarafından bakınca sağdan sola... neco eli kaşlarında, yusuf kollarını bağlamış fantezi kurar, ben okuduğunuz üzre bu ders notunu tutar, mertte elinde altıgen kurşunkalem dersi takipte, diğer elinde mendil burnunu silmekte...
önümüzde bizimle aynı hizada dizilmiş 4 lü çalışkan tayfa var, hepsi bayan arkadaşlar. hakkını veriyorlar ama dersin, hatta biri derse gelmeden önce not tutmuş işleyeceklerimizi, oradan takip ediyor, o derece yani..
sol çaprazımdaki kızın önünde bir broşür var, darwin ve evrensel iktisat teorisi sempozyumu hakkında... tuğrul çubukçu salonundadır muhtemelen...
bu dersin hocası yurt dışında o kadar fazla kalmış ki, sadece aksanı değil, jest ve mimikleride bize yabancı, garip geliyor. fakat yabancı dil alanın da bugune kadar gördüğüm en iyi konuşmacı kendisi, alışık olmadığımızdan garipsiyoruz sanırım. hocanın giyim tarzına bakınca, çok ağır takılmış olduğunu düşünüyorum ister istemez, halbuki gayet genç bir bayan kendisi (yaşını bilmiyorum ama öyle gösteriyor), elbisesinin üstündeki kemere gelirsek gayet yerinde bir seçim olmuş...
giysi konusu açılmışken gözüme çarpan (şu an soru sordu "why we multiply.." hatta) ilk elbise tanayınki, yeşil ekose desenli, askılı elbisesinin içine kahverengi tişört giymiş, koyu kahve çizmeleriylede kompozisyonunu tamamlamış. yeşil ağırlıklı ekosede bulunan kahverengi tonları yakıştırmış kendine tanay hanım... erkeklerden günün kahramanı ise recep! giydiği enine çizgili, pembe tonlu kazak recebimin renkli kişiliğini ortaya çıkarmış. kahraman derkende ciddiyim, sınıfta mahsur kalmaktan kurtulduk onun sayesinde. o kilidi bela kapının hakkından bir o gelir (geldi de) aramızda..
mertim bana döndü şimdi ve merakla sordu ne yazdığımı, okutacağım ona, başlıkta Bus425 ders notu yazacağım. bu sene son sene fakat hayatımızın sonuna dek hatırlanacak hatıraları bu blogda kaydedeceğiz, ileride ve tabiki şimdisi için gülümsetecek ders notlarımız olacak buradaki yazılar. bu notlara çalışan bu ders(ler) den geçer!!!(nah)
önümüzde bizimle aynı hizada dizilmiş 4 lü çalışkan tayfa var, hepsi bayan arkadaşlar. hakkını veriyorlar ama dersin, hatta biri derse gelmeden önce not tutmuş işleyeceklerimizi, oradan takip ediyor, o derece yani..
-let's see it's happening or not.... and your starting amount will be....
sol çaprazımdaki kızın önünde bir broşür var, darwin ve evrensel iktisat teorisi sempozyumu hakkında... tuğrul çubukçu salonundadır muhtemelen...
bu dersin hocası yurt dışında o kadar fazla kalmış ki, sadece aksanı değil, jest ve mimikleride bize yabancı, garip geliyor. fakat yabancı dil alanın da bugune kadar gördüğüm en iyi konuşmacı kendisi, alışık olmadığımızdan garipsiyoruz sanırım. hocanın giyim tarzına bakınca, çok ağır takılmış olduğunu düşünüyorum ister istemez, halbuki gayet genç bir bayan kendisi (yaşını bilmiyorum ama öyle gösteriyor), elbisesinin üstündeki kemere gelirsek gayet yerinde bir seçim olmuş...
giysi konusu açılmışken gözüme çarpan (şu an soru sordu "why we multiply.." hatta) ilk elbise tanayınki, yeşil ekose desenli, askılı elbisesinin içine kahverengi tişört giymiş, koyu kahve çizmeleriylede kompozisyonunu tamamlamış. yeşil ağırlıklı ekosede bulunan kahverengi tonları yakıştırmış kendine tanay hanım... erkeklerden günün kahramanı ise recep! giydiği enine çizgili, pembe tonlu kazak recebimin renkli kişiliğini ortaya çıkarmış. kahraman derkende ciddiyim, sınıfta mahsur kalmaktan kurtulduk onun sayesinde. o kilidi bela kapının hakkından bir o gelir (geldi de) aramızda..
mertim bana döndü şimdi ve merakla sordu ne yazdığımı, okutacağım ona, başlıkta Bus425 ders notu yazacağım. bu sene son sene fakat hayatımızın sonuna dek hatırlanacak hatıraları bu blogda kaydedeceğiz, ileride ve tabiki şimdisi için gülümsetecek ders notlarımız olacak buradaki yazılar. bu notlara çalışan bu ders(ler) den geçer!!!(nah)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)